Geçen yaz yine caz festivali kapsamında Türkiye'de sahneye çıkan Buika'yı biletim olmasına rağmen çeşitli sebeplerden ötürü kaçırmıştım.O gün bugün, bir daha gelsin de gideyim kafasındaydım,aylar önce caz festivali programı açıklandığında 15 Temmuz'a odaklandım.
Ve dün sabah 9'da başlayan aksilikler silsilesi bir an "acaba bu sefer de mi olmayacak" dedirttirdi.Yarım saat geçikmeli de olsa kendimi Açıkhavadan içeri atabildim ama sonunda."Ohh sonunda,genelde çok istediğim bir şey olmazdı ama bak bu sefer oldu" diye kendimle konuşmaya bile başladım.Lakin gece daha yeni başlıyormuş.
Arkadaşlarla yerimizi bulduk,yerleştik, Buika'ya kadar olan isimlerle havaya girmeye niyet ettik.Her şey güzel başladı.Gitarlar,şahane sesler,manzara hepsi güzeldi.Sucuk ekmek kokusu bile umrum değildi.Ama aylar önce açıklanan programda, sahnede yer alacak sanatçılardan biri olan Aynur Doğan 3. şarkısına geçene kadar.Meseleyi okumuşsunuzdur,duymuşsunuzdur,tanık olmuşsunuzdur.Üzüldük,üzüldük...
Açıkhava ya giderken de Türk-Kürt meselesi açısından değil de Aynur Doğan'nın söylediği parçalar Caz Festivaline gidecek mi diye düşünürken başka açıdan olaylar patlak verdi.Açıkçası parçaları cazın uzağından ve yakınından geçirmedikleri için konser ruhuna pek uymamıştı bence.Ahengi tutturamamışlardı ...Ama bir mesele çıkacaksa keşke sebep bu olsaydı.
Tadımız kaçtı,Buika'yı dinledik ve kısa bir süre sonra da çıktık.Yani "ohh !!!bir aksilik çıkmadı ve konsere geldim" demeden önce gecenin bitmesini beklemek lazımmış.